Bugün Portekiz'in güneyindeki piyasa yapıcıda uyandım.
Hava 27 derece, dışarıda biraz güneşlenmek için tam uygun. Apartman görevlisi bana taze kesilmiş incirler ve bir bardak kakuleli soğuk Americano getirdi, havuzun diğer ucundan ise hizmetçinin papağana "GM" demeyi öğrettiği sesi geliyor.
Terasta oturmuş, iPad'im hala dün geceki Bitcoin kapanış değerlendirmesini oynatıyor. Zeytin ağaçlarının yaprakları arasından gelen güneş ışığı lekeler halinde düşüyor. Bir süre düşüncelere dalmışken, aniden bir şeyi hatırladım:
Yavaş yavaş zenginleşmek.
Bu cümle, söylenince çok sıradan, hatta göz ardı edilmesi kolay. Ama gerçekten anlamak için yıllarca düşünmek gerekir.
Neden "sadece bilginin içindeki parayı kazanmak" bu kadar zor?
Çünkü "kognitif alan" bir vurma bölgesidir, beklemek gerekir, sopayı sallamaktan kaçınmak gerekir.
Ama çoğu insan, bekleyemez. Zengin olmak istiyor, ne olursa olsun, neyi vurabileceği umursamadan her şeye atlıyor.
Sonuç şudur: 10 lira kazan, 20 lira kaybet, bir yıl boyunca işlem yap, bir yıl önce hiç işlem yapmamaktan daha kötü.
"Zengin olmayı istemekten" "yavaş yavaş iflas etmeye" giden görünmez bir yokuş işte böyle. Aslında "yavaş yavaş zenginleşmek" ve "sadece bilincindeki parayı kazanmak" aynı mantığı ifade ediyor:
Sakın hareket etme. Doğru topu bekle. Gerçekten güvenebileceğin o vuruşla durumu alt üst et.
Bir gerçek daha söyleyeyim: Neden çoğu insan kâr almayı ve satış yapmayı zor buluyor?
Çünkü içlerinde düşündükleri, bu dalganın onları düzelteceği.
Ama crypto'da bir döngü, iki döngü, üç döngü... geçtikten sonra, hesabın hala o kadar para.
Yani—
"Yavaş yavaş zenginleşmek" bu dört kelime, belki de gerçekten biraz anlamak için birkaç döngü harcamak gerekecek.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Bugün Portekiz'in güneyindeki piyasa yapıcıda uyandım.
Hava 27 derece, dışarıda biraz güneşlenmek için tam uygun. Apartman görevlisi bana taze kesilmiş incirler ve bir bardak kakuleli soğuk Americano getirdi, havuzun diğer ucundan ise hizmetçinin papağana "GM" demeyi öğrettiği sesi geliyor.
Terasta oturmuş, iPad'im hala dün geceki Bitcoin kapanış değerlendirmesini oynatıyor. Zeytin ağaçlarının yaprakları arasından gelen güneş ışığı lekeler halinde düşüyor. Bir süre düşüncelere dalmışken, aniden bir şeyi hatırladım:
Yavaş yavaş zenginleşmek.
Bu cümle, söylenince çok sıradan, hatta göz ardı edilmesi kolay. Ama gerçekten anlamak için yıllarca düşünmek gerekir.
Neden "sadece bilginin içindeki parayı kazanmak" bu kadar zor?
Çünkü "kognitif alan" bir vurma bölgesidir, beklemek gerekir, sopayı sallamaktan kaçınmak gerekir.
Ama çoğu insan, bekleyemez. Zengin olmak istiyor, ne olursa olsun, neyi vurabileceği umursamadan her şeye atlıyor.
Sonuç şudur: 10 lira kazan, 20 lira kaybet, bir yıl boyunca işlem yap, bir yıl önce hiç işlem yapmamaktan daha kötü.
"Zengin olmayı istemekten" "yavaş yavaş iflas etmeye" giden görünmez bir yokuş işte böyle.
Aslında "yavaş yavaş zenginleşmek" ve "sadece bilincindeki parayı kazanmak" aynı mantığı ifade ediyor:
Sakın hareket etme. Doğru topu bekle. Gerçekten güvenebileceğin o vuruşla durumu alt üst et.
Bir gerçek daha söyleyeyim: Neden çoğu insan kâr almayı ve satış yapmayı zor buluyor?
Çünkü içlerinde düşündükleri, bu dalganın onları düzelteceği.
Ama crypto'da bir döngü, iki döngü, üç döngü... geçtikten sonra, hesabın hala o kadar para.
Yani—
"Yavaş yavaş zenginleşmek" bu dört kelime, belki de gerçekten biraz anlamak için birkaç döngü harcamak gerekecek.