Web3 sektörü "Uyumluluk Yeni Çağı"na adım atıyor, peşinde koştuğumuz "büyük ölçekli uygulama" doğru yoldan sapmış olabilir mi?

Son zamanlarda sektör içinde Ethereum ile ilgili sorunların tartışılması geniş bir ilgi uyandırdı. Üç saat süren bir tartışmada, birçok sektör uzmanı "Ethereum'un başına ne geldi?" konusunu derinlemesine inceledi. Bu tartışma sayesinde, Ethereum ve tüm sektörün şu anda karşılaştığı zorluklar hakkında daha kapsamlı bir anlayışa sahip oldum ve herkesin Ethereum'a karşı duyduğu "derin sevgi ve sert eleştiri" duygusunu hissettim.

Çoğu Web3 profesyonelinden farklı bir görüşüm olsa da, mevcut Ethereum ve genel olarak sektörün karşılaştığı zorluklara dair yeni bir bakış açısı sunmak umuduyla kendi düşüncelerimi paylaşmaya karar verdim. Sektörün daha sağlıklı bir yöne ilerlemesi için yalnızca rasyonel ve samimi tartışmalarla mümkün olacağına inanıyorum.

Geçtiğimiz yıl, birçok ülkenin merkez bankalarıyla tokenizasyon ve sınır ötesi ödemeler üzerine proje iş birliklerine derinlemesine katıldım. Bu deneyim, benim bakış açımı sadece saf Web3 çevresiyle sınırlı kalmaktan çıkararak, küresel merkez bankaları ve geleneksel finans kurumlarının stratejik yönelimlerine daha fazla odaklanmamı sağladı. Hem Web3 çevresinin hem de geleneksel finans sisteminin gelişim çizgilerini aynı anda takip ederek, iki boyut arasında daha kapsamlı bir bilişsel çerçeve oluşturdum.

Bu çift perspektif, iki alanın gelişim yollarında belirgin bir kopma olduğunu daha net bir şekilde algılamamı sağlıyor. Web3 dünyasında, insanlar genel olarak teknik altyapının sürekli olarak ortaya çıktığını, yeni kavramların ve terimlerin peş peşe geldiğini hissediyorlar, ancak bu karmaşıklığı kasıtlı olarak artırıp anlama eşiğini yükseltiyor. Çoğu proje, gerçek değer yaratmaktan çok kısa vadeli spekülasyona daha fazla odaklanıyor gibi görünüyor.

Buna karşılık, geleneksel finans güçleri ve ülkelerin hükümetleri Web3 teknolojisine yönelik tutumlarında önemli bir değişim yaşıyor. Onlar sadece blok zincirini ve tokenizasyonu mevcut ödeme ve finans sistemlerinin önemli bir yükseliş fırsatı olarak görmekle kalmıyor, aynı zamanda dönüşüm yollarını daha aktif bir şekilde araştırıyorlar. 2024 yılında, Uluslararası Ödemeler Bankası resmi olarak "Finternet" (finans interneti) kavramını ortaya koydu ve tokenizasyon ile blok zincir teknolojisini insanlık finansal para sisteminin bir sonraki nesil paradigması olarak konumlandırdı. Bu girişim, geleneksel finans çevrelerinde büyük bir yankı uyandırdı ve dünya genelindeki büyük finansal kuruluşları ile ülkelerin merkez bankalarının tokenizasyon altyapı inşası, varlık dijitalleşmesi ve ödeme uygulamalarının hayata geçirilmesi gibi alanlarda keşiflerini hızlandırdı.

Uluslararası Ödemeler Bankası'nın mBridge projesi ve Project Agora gibi büyük ölçekli uluslararası işbirliği projeleri, geleneksel finans güçlerinin blok zinciri teknolojisine yönelik olumlu tutumunu sergilemektedir. Bu belirgin karşıtlık, düşündürücü bir hale geliyor: Geleneksel finans kuruluşları blok zinciri teknolojisinin ölçeklenebilir uygulamalarını teşvik etmek için somut adımlar atarken, Web3 sektörü de kendi gelişim yönünü yeniden gözden geçirmeli mi?

Son birkaç yılda Web3 alanındaki sözde "hit projeleri" gözden geçirildiğinde, gerçekte büyük ölçekli uygulamanın ne olduğunu sorgulamamız gerekiyor: Gerçek anlamda büyük ölçekli uygulama nedir? "Büyük ölçekli uygulama" gerçekleştirdiğini iddia eden projeler, aslında yenilikçi bir dış görünümle süslenmiş spekülatif oyunlardan başka bir şey değil. Ne sürekli olarak ortaya çıkan MEME coin'ler, ne de GameFi bayrağı altında "P2E" modeli, ne de sosyal yenilik olarak öne çıkan SocialFi, incelendiğinde hepsi dikkatlice paketlenmiş "dijital kumarhane"lerden ibarettir.

Daha da endişe verici olan, tüm sektörün adeta bir hacker, oltalama ve dolandırıcılık üssü haline gelmesidir. FBI'nın en son raporuna göre, 2023 yılı itibarıyla, Amerikalı vatandaşlar kripto para alanında 5.6 milyar dolardan fazla dolandırıcılık kaybı yaşadı. Bu, bizi derin düşüncelere sevk ediyor: Yanlış bir "büyük ölçekli uygulama" yönünü mü takip ediyoruz?

Web3'ün spekülatif özelliklerini tamamen reddetmek istemiyorum. Ancak, Web3 sadece küresel bir kumarhane olarak kalmamalı ve kalamaz. Gerçek sürdürülebilirlik ve pratik değer taşıyan uygulama senaryoları geliştirmesi gerekiyor. Ödemeler ve finans kesinlikle Web3 teknolojisinin en fazla uygulanabilir potansiyele sahip olduğu alanlardır.

Ethereum veya tüm sektör için, temel sorun belki de teknolojik yönün doğru olup olmadığı değil, değerli uygulamaların ne olduğunu gerçekten anlayıp anlamadığımızdır. Bu şekilde gelişmeye devam edersek, belki de bir zamanlar devrim yapmayı hedeflediğimiz geleneksel finans sistemi veya SWIFT ağı, blockchain'in gerçekten büyük ölçekte benimsenmesini teşvik eden ana güç haline mi gelecektir?

Sektörde gerçekten sağlıklı, sürdürülebilir büyük ölçekli uygulama yoluyla ilgili aşağıdaki düşüncelerim var:

1. Öncelikle gerçek sorunları çözmek: Gerçek ihtiyaçlara dayanarak, gerçek acı noktalarını çözmeye odaklanmalıyız.

2. İkincisi, kullanım engellerini azaltmak: Teknolojinin nihai amacı kullanıcıya hizmet etmektir, engel yaratmak değil.

3. Üçüncüsü, sürekli değer yaratmaktır: Sektörün sağlıklı gelişimi, sürdürülebilir iş modelleri üzerine kurulmalıdır ve aşırı spekülasyona bağımlı olmamalıdır.

Mevcut durum, daha önce hiç yaşanmamış bir dönüm noktasını ortaya koyuyor: Teknolojik altyapı giderek olgunlaşıyor, geleneksel finans güçleri yeniliği benimsemeye ve pratik uygulamaları keşfetmeye aktif olarak yöneliyor, aynı zamanda, dünya genelindeki düzenleyici çerçeveler de giderek gelişiyor. Bu belirtiler, önümüzdeki yılların Web3 uygulamalarının büyük ölçekli benimsenmeye geçişinde kritik bir dönüm noktası olabileceğini işaret ediyor.

Bu önemli noktada, düzenleyici Uyumluluk hem en büyük zorluk hem de en büyük fırsattır. Artan sayıda sinyal, Web3 sektörünün ilk "ilkel dönemden" giderek bir "Uyumluluk yeni çağına" geçiş yaptığını göstermektedir. Bu değişim sadece daha düzenli bir piyasa ortamını değil, aynı zamanda gerçek sürdürülebilir gelişimin başlangıcını işaret etmektedir.

Kesinlikle, blok zinciri teknolojisinin gelecekteki ana savaş alanı, birkaç anahtar alana odaklanacaktır: ödeme sistemi inovasyonu, fiziksel varlıkların tokenleştirilmesi (RWA), yeni ortaya çıkan PayFi kavramı ve DeFi ile geleneksel finansın (CeFi) derin entegrasyonu. Eğer sektör, gerçek uygulama düzeyinde çığır açan bir gelişme sağlamak istiyorsa, düzenleyici kurumlar ve geleneksel finans kurumlarıyla etkileşimle yüzleşmek zorundadır.

Ethereum ekosistemi, belirgin bir yapısal dengesizlikle karşı karşıya: bir yanda sürekli olarak biriken altyapı ve sürekli ortaya çıkan teknolojik yenilikler, diğer yanda ise nispeten geride kalan uygulama ekosisteminin gelişimi. Teknolojik yenilikleri sürdürürken piyasa rekabetçiliğini kaybetmemek, Ethereum'un ilerleme arayışında ele alması gereken anahtar zorluklardır.

Bir sektör katılımcısı olarak, Web3'ün daha sağlıklı ve daha değerli bir yöne gelişmesine katkıda bulunmalıyız. Sektör sadece spekülatif hareketlerden ibaret olmamalı, aynı zamanda bazı olumlu unsurlar da barındırmalıdır.